Hayat Üzerine Üç Beş Söz

Daha çok olmadı bu hayata geleli, sağdan da saysan soldan da saysan 24-25 civarı. Zaman da geçip gidiyor. Daha dün ilk okula yarıma kadar kar içinde kalarak gitmeye çalıştığımı hatırlıyorum. Annem derdi seni ali dayın götürürdü okula, çok kar yağdığında, sonra yıllar akıp geçti ve önümde şimdide askerlik var. O da bitecek tüm geçmişte kalan şey gibi o da bir gün geride kalacak. Maksat şu anı yaşamak diyerek değerlendirmeye çalışıyorum ama ne kadar?

Neyi, niye değerlendirmeye çalışıyorum. Allahın çizdiği kurallar çerçevesinde bir hayat yaşıyoruz. Yer ile gök arasına sıkışmış bedenimizi zorlasak 50 cm ancak yukarı çıkartabiliyoruz. Yerin içine girmek desek zaten o mümkün değil. Bir kaç duvarı bir araya getirip ev diyerek yaptığımız şeyin içinde soğuktan korumak zorunda olduğumuz bedenimiz ile birlikte yaşamak zorundayız. Yaşlanmak gibi sinsice bizi içten içten solgunlaştıran bir özellik ile de baş başayız. Çoğu insan kendisini yaşlı göstermesin diye değişik yollar aramakta. Ama nereye kadar. Acizsin işte, ne zamana kadar çırpınacaksın.

Sana bir vakit verilmiş, yapman gerekenler bildirilmiş. tabi o kadar kolay değil, bunların yanında da nefis diye bir şey verilmiş. Gün sınav günü, gün kpss günü değil, öss değil, önce asıl sınav sonra diğerleri. Yarınını düşünmekten bugününü yaşamaya fırsat bulamamanın acizliği ile kıvranırken bile aslında günü çok iyi değerlendiriyormuş gibi görünmeye çalışmakta ayrı bir komedi.

Sonunda olan olmuş, tesettürlü bir öğrenci okula gitmek istemiş. Yahu ne kadar da çok nefis ile ortak olmak isteyen meraklılar var. Kendi nefislerini artık aşmışlar başkalarının nefislerini de özgürleştirmenin çabası içindeler. Zaten zorlanıyorum hayatta nefisle mücadelemde, o körpe bedendeki canlar nasıl katlansın yapılanlara. Kendi ruhu ile zıtlaşan bedenleri peydah etmenin ne alemi var. Ruh allahı ararken bedeni allahtan uzaklaştırmanın ne anlamı var. Anlamsızlıkların içinde kaybolan bedeninizi özgürleştirmeye devam edin. Bir gün kıyametiniz koptuğunda o zaman anlarsınız ama çok geç kaldığını farkettiğiniz o an artık geriye dönüş olmadığını da anlayacaksınız.

Neyin davasını güdüyorsunuz. Kime hizmet ediyorsunuz. Neyi hedefliyorsunuz. Saraylarda yaşamayı mı vadediyorlar. Bu şekilde davranarak emekli olduğunuzda güzel bir hayat mı süreceksiniz. Yahu sonuçta ölmeyecekmisin, hesabını sorduklarında ne diyeceksin. Sana saraylar vadedenlerin halini orda görünce pişman olacaksın ama çok ama çok geç kalmış olacaksın.

Bu yazılar bir gazetedeki haber üzerine yazılmıştır. Sadece yorumdur, bu yazılanlarda almanız gereken mesaj olduğunu düşünüyorsanız alın, yoksa sallayın gitsin.

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *